MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda, Anadolu insanının his, duygu dünyasına nüfuz etmenin hem siyaset insanının hem de fikir ve düşünce erbabının yegane hedefi olması gerektiğini, ancak bu sayede “Biz neydik, neyiz, nereye gidiyoruz?” sorularına makul ve mantıklı cevaplar bulunabileceğini söyledi.
Halktan kopuk olanların, halkın değer yargılarına ve duygu alanına ters düşeceğinin açık olduğunu, milli kültür yükseldikçe siyasetin ve siyasetçilerin kalitesinin de yükseleceğini dile getiren Bahçeli, bu yüksekliğin, devlet ve milleti mukayeseli üstünlüğe kavuşturacağına işaret etti.
Vatana ruh katan, devlete ufuk kazandıran güç kaynaklarından birisinin de milli duyguyu, milli kültürü, milli şuurla birleştiren ve buluşturan Anadolu irfanı olduğunu belirten Bahçeli, Anadolu irfanına güvendiklerini, millet iradesini varlıklarının kilit taşı, kader tacı olarak gördüklerini vurguladı.
Köküne yabancılaşmış, milli kültürden uzaklaşmış, manevi değerlerle arası kapanmamak üzere açılmış olan siyasi hilkat garibelerinin, hakikatte milletin hassasiyetlerine saygı duymasının, hissiyat ve ülkülerine bağlı kalmasının mümkün ve muhtemel olmadığını kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nefisleri azanlar, hırsları azgınlaşanlar, tezvirat ve tefrikayı yaydıkça yayanlar iflah olmaz hastalardır, bunun yanında ıslah ve terbiyeye kapalı duran muhterislerdir. Bunların ne kendilerine ne de ülkeye ve millete en ufak faydaları dokunamaz. Çıkarlarına düşkün oldukları ölçüde, insan onuruna saygılı değillerdir. Koltuk, makam ve ikbal için her kötü role talip, her kirli ilişkiye hazır, her türlü rezalete razı, her neviden melanete hevesli olan malum siyaset devşirmelerine ülkemizin bağımsız ve parlak geleceği ise emanet edilemez.
Bu çerçevede, 14 Mayıs ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nden sonra üçüncü demokratik fırsat olan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’yle Türkiye’miz iyice hızlanacak, yerel yönetimlere vurulan paslı zincirler kırıp atılacaktır. 30 büyükşehir, 51 il, 922 ilçe, 386 belde olmak üzere toplamda bin 389 belediyenin önümüzdeki beş yıllık yol haritası Türk milleti tarafından belirlenecek, bu belediyelerden zillete düşenler arınacak, cumhurda olanlar da şahlanacaktır.”
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine yerel yönetimler kanalıyla baraj oluşturup engel çıkaranların, kaybedenler kulübünde sıra sıra toplanacağına dikkati çeken Bahçeli, “DEM’lenmiş CHP, Anadolu irfanı karşısında mağlup olacaktır. Yeminli Türkiye düşmanları, millet iradesi karşısında hayal kırıklığına uğrayacaktır. Terör örgütleri, bölücü maşalar, ekonomik tetikçiler, sözde aydınlar, emperyalizmin piyonları, demokrasi muhalifleri, Cumhuriyet karşıtları, hakkın ve halkın aleyhinde kulis yapan iç ve dış bütün mihraklar, 31 Mart’ta hiç unutamayacakları bir ders alacaklardır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Cumhur bizim, Türkiye hepimizindir”
“Cumhur bizim, Türkiye hepimizindir” ifadesini kullanan Bahçeli, yeni yüzyılın umutlarını zedelemeye, heyecanlarını lekelemeye, yürüyüş ve yükselişini kösteklemeye hiç kimsenin muvaffak olamayacağını belirtti.
Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın, 31 Mart seçimleriyle Türkiye’nin geleceğini hem inşa hem de demokrasi meşalesiyle aydınlatacağını dile getirdi.
MHP ve Cumhur İttifakı’nın, birbirinden değerli, saygın ve liyakat sahibi belediye başkan adaylarını kademe kademe açıkladığını anımsatan Bahçeli, adayların şimdiden milletin takdirini kazandığını aktardı.
MHP’nin, şu ana kadar 385 belediye başkan adayını açıkladığını hatırlatan Bahçeli, “İnandık, başarmak için çıktık yola, boyun eğmeyiz, teslim olmayız, taviz vermeyiz hiçbir odağa, hiçbir çıkar grubuna.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, bir, diri, iri, doğru ve dürüst olacaklarını, duruşlarıyla göz dolduracaklarını belirterek, şunları kaydetti:
“DEM’lenmiş CHP’nin kimlere servis edildiği, kimlerin emellerine hizmet ettiği, yönetimi altındaki belediyelerde dönen rüşvet çarklarının nerelere kadar dayandığı, ayak oyunlarının ve yolsuzluk vakalarının nasıl volkan ağzı gibi patladığı, artık herkesin bildiği ve gördüğü skandallardan yalnızca bir kısmıdır. İstanbul Büyükçekmece Belediyesinde vuku bulan şaibeler, bu belediyenin CHP’li yöneticileri tarafından basın mensuplarına ve yaşlı bir hanımefendiye yönelik utanç verici kaba güç gösterileri, elbette her vicdan sahibi tarafından telin edilmiştir.
DEM’lenmiş ve devrilmiş CHP’nin siyasi ayarları bozulmakla kalmamış, bu garabet ve köhne zihniyet, milletle arasına duvar çekmiştir. Bunların demokratlığı köprüden geçene kadardır. Bunların halkçılığı ve insan sevgileri kelebeğin ömrü kadardır.
CHP’nin dikişi yama tutmayan Genel Başkanı’na bir hususu hatırlatmak isterim ki, Türkiye’de ‘Dersim’ diye bir yer yoktur, olan ise tunç yüreklilerin yaşadığı Tunceli’dir. İstanbul’u CHP’den ve DEM’ci bölücülerin tasallutundan kurtarmak bihakkın vatan borcu, fetih namusudur. Ankara’yı, İzmir’i ve diğer belediyeleri CHP’den kurtarmak istiklalin şeref bahsi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e vefa gereğidir. Ankara’da DEM’lenip Kandil’de dökülen CHP gidecek, yerel yönetimlerde hasretle beklenen huzur gelecektir. DEM’lenmiş CHP gidecek, milli birlik ve kardeşlik güçlenecektir. DEM’lenmiş CHP gidecek, Türk ve Türkiye Yüzyılı gerçekleşecektir.”
– “Cumhur İttifakı vardır, hazırdır ve mutlaka başaracaktır”
Devlet Bahçeli, 31 Mart seçimlerinin tarihi önemde olduğunu düşündüklerinin altını çizerek, “31 Mart, 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin tamamlayıcı üçüncü halkası, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, yerel yönetimlerle tam manasıyla eklemlenip kökleşmesinin temin fırsatıdır.” görüşünü paylaştı.
CHP’de çatlak seslerin, çarpık hedeflerin, çamur hesapların öne çıktığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“İç karışıklık ve tansiyon yüksekliği hat safhadadır. Bünyesinde dirlik ve düzeni sağlayamamış bir partiye, davul ile tokmağın ayrı ayrı kişilerde bulunduğu bir siyasi acziyete güven duyulamaz, itibar edilemez, yerel yönetimlerde sorumluluk verilemez. İstanbul muradına erecek, Ankara’ya ‘altı ok’ değil ‘Altınok’ mühür vuracak, İzmir’de de Dağ’ın sıcaklığı tuncu eritip savuracaktır. Cumhur İttifakı, 31 Mart’ta, milli haklarımızın müdafaası için başarılı olmalıdır, Türkiye’ye karşı sahnelenen beşinci kol faaliyetlerini kırmak için başarılı olmalıdır.
Cumhur İttifakı, siyaset ve diplomasi denklemlerinin Türkiye olmadan kurulamayacağının gösterilmesinin yanında, bölgesel ve küresel planda oyun kurucu vasfımızın devamı için başarılı olmalıdır. Devletimizin bekası, milletimizin refahı, vatanımızın selameti için Cumhur İttifakı vardır, hazırdır ve mutlaka başaracaktır.”
Bahçeli, MHP’nin hiçbir kara propagandaya eyvallah etmeyeceğini, partinin yüksek sorumluluk duygusuyla, azimli ve inançlı gönül insanlarının desteğiyle, teşkilatların her seviyesinde görev alan dava arkadaşlarının titiz çalışmalarıyla ve milletvekillerinin yoğun gayretiyle yurdun her köşesinde 31 Mart’a hazırlanacağını anlattı.
Devlet Bahçeli, seçime hazırlık için planladıkları ilk açık hava toplantısını, “Cumhur bizim, Türkiye hepimizin” temasıyla Misakımilli’nin ilan edilişinin 104. yılında, 28 Ocak 2024 Pazar günü Mersin’de yapma kararı aldıklarını, 4 Şubat 2024 Pazar günü de Manisa açık hava toplantısını gerçekleştireceklerini hatırlattı.
MHP’nin kolları sıvadığını ifade eden Bahçeli, sosyal medya belediyeciliği ile yalan ve iftiranın sonunun geldiğini, kaybolan, heba ve israf edilen yılların sonunun göründüğünü söyledi. Bahçeli, “Şehremini görevine kastetmekle kalmayıp ikinci iş görenlerin, hatta sözde Cumhurbaşkanı yardımcılığı vaadine kanıp şehirlerini yüz üstü bırakıp kaçanların hesabı da 31 Mart 2024 tarihinde muhakkak görülecektir.” dedi.
– İsrail’in Gazze’ye saldırıları
Bahçeli, bölgesel krizlerin sürekli tırmandığı, çatışmaların tahrik edildiği risk ve tehditlerle dolu bir dönemden geçildiğine işaret ederek, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliamların aralıksız devam ettiğini ve insani felaketlerin kahredici boyutlarda olduğunu anımsattı.
Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 25 bine yakın masum insanın, terör devleti İsrail’in kanlı saldırılarıyla hayattan koparıldığını vurgulayan Bahçeli, Batılı ülkelerin İsrail’i silahlandırmaya, zulüm ve cinayetleri teşvik etmeye izansızca ve insafsızca devam ettiğine dikkati çekti.
Almanya’nın İsrail’e silah satışını 10 kat artırmasının, ABD’nin askeri, siyasi ve ekonomik desteği, gözü, gönlü ve vicdanı kapalı şekilde yağdırmasının, işlenen soykırım suçuna aleni ortaklıktan başka bir şey olmadığını belirten Bahçeli, zalimlerin, mazlumların kanını nehir gibi akıttığını ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, İsrail-Filistin ihtilafının yumuşaması, kalıcı ateşkes ve barış ortamının yeşermesi için evvelemirde ilk şartın, iki devletli çözümün işlerlik ve işlevsellik kazanması olduğunu dile getirdi.
Medyaya yansıdığı kadarıyla ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılan bir telefon görüşmesinde iki devletli çözümün konuşulduğuna, İsrail Başbakanı’nın buna sıcak yaklaşmaya başladığının iddia edildiğine dikkati çeken Bahçeli, Gazze’de derhal ateşkesin sağlanması, barış görüşmeleri için masa kurulması, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları temelinde bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ağır insan hakkı ihlallerine son verilmesi gerektiğini, bebekleri, çocukları, kadınları öldüren barbarların yakasından tutulması, burunlarından fitil fitil getirilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bugün yapacağı Filistin konulu toplantısından bağlayıcı, uzlaştırıcı ve barışa hizmet eden bir kararın çıkmasını dilediklerini söyledi.
Gazze’de insani facia son sürat devam ederken Yemen’in huzursuz ve sancılı, Çin-Tayvan ilişkisinin gergin, Rusya-Ukrayna krizinin canlı ve dirençli olduğunu, Irak, İran ve Pakistan arasında çok ciddi gelişmelere yol açma ihtimali olan silahlı ve siyasi kutuplaşma yaşandığını aktaran Bahçeli, “Bizim temennimiz, dost ve kardeş ülkeler arasında sükunet ve iyi ilişkilerin hakim olması, bölgesel savaşa dönüşebilecek provokasyonlardan mutlak surette kaçınılmasıdır.” diye konuştu.
Irak’taki bazı hedeflere yönelik İran saldırılarının, İran’ın 16 Ocak’ta Pakistan’a, Pakistan’ın da 18 Ocak’ta İran’a yönelik füzeli saldırılarının hiçbir şekilde meşru görülemeyeceğine, bu restleşmenin kazananının sadece emperyalist unsurlar olacağına işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
“Çevremizde vasat bulan müessif hadiselere baktığımızda ülkemizin bir kuşatma altında tutulduğu görülecek, tarih sayfalarını dikkatle araladığımızda buna benzer zorlu dönemlerin sık sık tezahür ettiğine şahit olunacaktır. Millet olarak yüzyıllardır devam eden küresel bir komplonun, dıştan kuşatmayı ve içten çökertmeyi amaçlayan mütecaviz bir saldırının hedefindeyiz. Tarih boyunca kuşatma, karartma ve yıldırma politikaları hiç kesilmemiştir.
Türk milletinin varlığından ürken sömürgeci güçler, değişik araç ve kanallardan sürekli olarak üzerimize hücum etmişlerdir. Amaç Türk milletinin hakimiyetini kırmak, gücünü dağıtmak, yönetimi altında bulunan coğrafi havzalardan çıkarmak üzerine bina edilmiştir. Bunun için küresel mevziler tahkim edilmiş ve kalabalıklaştırılmıştır. Kimi zaman iç hassasiyetleri kaşıyarak, kimi zaman etnik ve mezhep anlaşmazlıklarını kanatarak, kimi zaman hainleri görevlendirerek, kimi zaman da savaşlarla sonuç alınmak istenmiştir.”
Bahçeli, Osmanlı İmparatorluğunun beş kuşatmaya maruz kaldığını, bu kuşatmaların daha acımasızının, bugün Türkiye’nin içindeki işbirlikçiler eliyle yürütüldüğünü söyledi. Bahçeli, “Bu defa hedef son yurdumuz, kardeşliğimiz, milli birlik ve bekamızdır. Bu defa hedef büyük milletimizin bizatihi varlığıdır. Malum şer ittifakının üniter yapımıza cephe almasının gerçek nedenini burada aramak lazımdır.” diye konuştu.
Muhalefetin milli ve manevi değerlerin tümüne var gücüyle hançer salladığını ifade eden Bahçeli, bugünkü kuşatmanın yarılamaması halinde bölgesel krizlerin yeni tatbik sahasının Anadolu coğrafyası olacağını belirtti.
Bahçeli, “İşte bu yüzden 31 Mart seçimleri istikrar ile dağınıklığın, sadakat ile hıyanetin, şehit ile caninin, gazi ile gafletin, husumet ile muhabbetin, hizmet aşkıyla hüsran arayışının, cumhur ile zilletin, vatan ile satanların arasında yapılacaktır. Kazanan Türkiye, Türk milleti olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Türk milleti artık uzaydadır, ‘Burada ben de varım’ demiştir”
Türk milletinin sinesinden doğmuş bir vatan evladını, Müslüman Türk astronomi dehalarının rüyasını gerçekleştirmek üzere birkaç gün önce uzaya uğurladıklarını hatırlatan Devlet Bahçeli, mazinin ihtişamlı devirlerinin tekrar dirilişe geçmeye başlamasından bahtiyarlık duyduklarını vurguladı.
Bahçeli, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın da içinde bulunduğu 4 astronotu taşıyan kapsülün yaklaşık 36 saatlik yolculuktan sonra cumartesi günü Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendiğini anımsatarak şöyle devam etti:
“Bu gelişme Türkiye ve Türk milleti için tarihi değer ve önemdedir. İstikbalin göklerde olduğunun teyidi yapılmıştır. Bir gün gelecek uzayda çok daha büyük keşiflere, çok daha büyük mucizelere Türk çocukları imza atacaktır.
Ümidim ve niyazım budur. Türk milleti artık uzaydadır, ‘Burada ben de varım’ demiştir. 14 gün boyunca uzayda kalacak Alper Gezeravcı kardeşimize çalışmalarında başarılar diliyor, sağ salim şekilde dönmesini temenni ediyorum. Bu süreçte en büyük desteği veren Cumhurbaşkanı’mız başta olmak üzere, emeği geçen herkese yürekten teşekkür ve tebriklerimi iletiyorum.”
– “Kuldan korkanın Allah’tan korkusu olmaz”
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bir camide cuma günü yaşanan olaya değinen Bahçeli, yaşanan olayın planlı, sübjektif, tek yanlı ve sistematik biçimde büyütülüp asıl mecrasında saptırılan bir hadise olduğunu anlattı.
Minbere çıkan imamın, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan hutbeyi okurken, şehitlere rahmet içeren bölümü atladığını söyleyen Devlet Bahçeli, hutbeyi daha önce internetten okuyan ilçe kaymakamı Burak Akeller’in hutbeyi eksik okuyan imamı uyardığını ve hutbenin doğru okunmasını sağladığını aktardı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Namazın hemen sonrasında, kaymakamımız, bu imama neden mezkur bölümü okumadığını sorunca, ‘Bana baskı yapılıyor, o yüzden okumadım’ cevabını almış. Bunun üzerine de ‘Sen devletin imamısın, kim baskı yapabilir?’ diye çıkışmıştır. Kuldan korkanın Allah’tan korkusu olmaz, olamaz. Baskı ve dayatmayla şehitlere rahmet dilememek, sonrasında da ‘kaymakam şiddet uyguladı’ bahanesiyle küçücük bir çizikten darp raporu almaya tevessül etmek Müslümanca bir tavır değildir.
Müslüman yalan söyleyemez, Müslüman iftira atmaz, Müslüman nefret saçmaz, Müslüman Allah’tan başkasına asla eğilmez. Şehitlerimizin tarifi Kur’an-ı Kerim’de, köşkleri cennette, yerleri de Müslüman Türk milletinin gönlündedir. Kulp Kaymakamı’mız Burak Akeller’in tertemiz alnından öpüyor, onu yetiştiren anasına, babasına şükranlarımı sunuyor, Müslüman Türk duruşundan dolayı tebrik ediyor, başarılar diliyorum.”
Konuya hassasiyet gösteren İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya da teşekkür eden Bahçeli, üzücü hadiseyi fırsat bilip Kaymakam Akeller’e saldıran, suçlayan, hakaret eden, sosyal medyadan kinlerini kusanları bildiklerini ve hiçbirine pabuç bırakmayacaklarını ifade etti.
– Bahçeli, kürsüden hutbenin okunmayan kısmını okudu
Cumhur İttifakı’na husumet duyanların bu vesile ile saklandıkları deliklerden dışarı fırladığını anlatan Bahçeli, FETÖ’nün kundağında sallanan, maklube sofralarında kaşık sallayanların tek tek ortalığa döküldüğünü söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti:
“Deva’cılar, Serokçular, terör örgütü yandaşları, bölücüler, müfteriler, bayraksızlar, FETÖ’cüler, kriptocular, devlete ve millete diş bileyen namertler hemen kendilerini ele vermişlerdir. Mesele sadece bir kaymakam ile bir imam arasında geçen tatsız bir olay değildir. Pusuda bekleyip el ovuşturanların, milli birlik ve kardeşliğimizi bozmayı hedefleyenlerin provokasyonları bu tespitimizi iyice netleştirmiştir.
Serok Ahmet sana gelince, imamın darbedildiği yalanını servis edip peşine takılman, kaymakamımızı önyargılarının esiri olarak suçlaman şahsın ve zihniyetin adına münafıklık alametidir ve tövbe etmen temennimizdir.”
Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanlığınca 19 Ocak 2024 Cuma günü okunmak üzere camilere gönderilen hutbenin, söz konusu imam tarafından okunmayan kısmını kürsüden okudu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hindistan’ın Uttar Pradeş eyaletinde 6 Aralık 1992’de milliyetçi Hinduların altında tapınak olduğu iddiasıyla yıktıkları, Babür İmparatorluğundan kalma 1528 tarihli Babri Camisi’nin yerine inşa edilen Hindu Rama Tapınağı’nın törenle açılmasını da kınadı.
Emekli maaşlarına ilişkin yapılan iyileştirmeleri desteklediklerini belirten Bahçeli, emeklilerin daha fazlasını hak ettiklerine samimiyetle inandığını sözlerine ekledi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısının ardından, gazetecilerin, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin kanun teklifiyle ilgili partisinin tavrını sorması üzerine, “Komisyonda görüşmeler sırasında Milliyetçi Hareket Partisi üyesi arkadaşlarımız İsveç’e, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ve yönetiminin ortaya koymuş olduğu tavırla özdeşir bir yaklaşımla destek vermiştir, bu destek Genel Kurul’da da geçerli olacaktır.” yanıtını verdi.