ANKARA-BHA
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yatırımcıların zamanla güçlü makroekonomik temellere sahip ülkelere yönelmeye başlayacaklarını belirterek, “Türkiye bu noktada pozitif olarak ayrışacak ülkelerin başında geliyor” dedi.
Erzurum’da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’na videolu mesajla katılan Şimşek, küresel ekonomide yaşanan yapısal sorunlara ve artan belirsizliklere dikkat çekti. Şimşek, ticaret savaşları, korumacılık, yaşlanan nüfus, yapay zeka devrimi ve iklim krizi gibi dinamiklerin dünya ekonomisinin büyüme görünümünü olumsuz etkilediğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin bu zorlu küresel ortamda güçlü bir şekilde yol aldığını vurgulayan Şimşek, Mayıs 2023’ten bu yana uygulanan istikrar ve reform programıyla dış kırılganlıkların azaldığını, makro finansal istikrarın güçlendiğini ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturulduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE, KÜRESEL TİCARETİN PARÇALANMASINA KARŞI DAYANIKLI”
Küresel ölçekte korumacılığın yükselişte olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin bu yeni döneme daha dirençli bir yapıyla girdiğine işaret etti. Ekonominin ağırlıklı olarak iç talep odaklı olduğunu, ihracatın milli gelir içindeki payının yaklaşık yüzde 20 seviyesinde bulunduğunu aktaran Şimşek, dış ticaretin büyük bölümünün dost ve yakın ülkelerle yapıldığını, bu durumun Türkiye’yi ticaretteki parçalanmalardan daha az etkiler hale getirdiğini söyledi.
BÖLGESEL PROJELERLE GÜÇLÜ KONUM
Türkiye’nin güçlü altyapı ve lojistik projeleriyle bölgesel üretim ve ticaret üssü konumunu daha da pekiştirdiğini ifade eden Şimşek, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projelerinin bu stratejide kritik rol oynadığını kaydetti. Türkiye’nin Çin’den Avrupa’ya uzanan koridorun ana omurgasında yer aldığını belirten Şimşek, Kalkınma Yolu Projesi’yle de bölgesel entegrasyonun daha da derinleştirileceğini söyledi.
BORÇLULUK RİSKİ DÜŞÜK, YATIRIMCILAR TÜRKİYE’YE YÖNELECEK
Küresel ekonomide artan borçluluğun önemli bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin toplam borçluluğunun milli gelire oranla yüzde 93 seviyesinde olduğuna, bu oranın benzer ülkelerde yüzde 245 civarında bulunduğuna dikkat çekti. Bu sağlam tablo sayesinde Türkiye’nin, piyasa dalgalanmalarının durulmasıyla yatırımcıların yeniden ilgi göstereceği ülkelerin başında geleceğini ifade etti.
Çalışma çağındaki nüfusun artmaya devam ettiğini belirten Şimşek, Türkiye’nin önünde yaklaşık 15-20 yıllık bir fırsat penceresi bulunduğunu kaydetti. Kadınların işgücüne katılım oranının artırılması için reformların hızlandırıldığını belirten Şimşek, yapay zeka ve dijitalleşmeye yapılan yatırımlarla Türkiye’nin küresel yarışta öne çıkmayı hedeflediğini söyledi.
Özellikle dijital altyapının güçlendirilmesi için fiber ağların genişletileceğini, 5G sonrası teknolojilere yatırım yapılacağını, büyük veri merkezleri ve ulusal GPS sistemlerinin kurulacağını belirten Şimşek, nitelikli insan kaynağının bu süreçte en büyük avantaj olduğunu vurguladı.
Şimşek, dış dengede kaydedilen iyileşmeye dikkat çekerek, 2023 Mayıs ayında 55 milyar doların üzerinde olan cari açığın şubat ayı itibarıyla 12,8 milyar dolara gerilediğini aktardı. Altın ithalatı hariç, Türkiye’nin ılımlı büyüme ile cari fazla vermeye başladığını söyleyen Şimşek, bu gelişmenin yapısal dönüşümle kalıcı hale getirileceğini ifade etti.
Enflasyonla mücadelede de başarı sağlandığını vurgulayan Şimşek, yıllık enflasyonun 10 aydır gerilediğini ve Mart 2025 itibarıyla yüzde 38,1 seviyesine düştüğünü kaydetti. Para ve maliye politikalarında sürdürülen disiplin sayesinde dezenflasyon sürecinin güçlenerek devam edeceğini belirtti.
Şimşek, küresel belirsizliklere rağmen Türkiye’nin güçlü yapısal avantajlara sahip olduğunu belirterek, “Biz bu dönemi sadece riskleri yönetmek için değil, aynı zamanda Türkiye’yi daha rekabetçi kılacak bir yapısal dönüşüm için de fırsata çevirmek istiyoruz” dedi. Her kriz döneminin kendi içinde fırsatlar barındırdığını vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin bu fırsatları değerlendirmek için güçlü bir program uyguladığını söyledi.