Nefret etmeden önce sevmeli, dua etmeden önce inanmalı ve ölmeden önce yaşamalıyız.
Hayırlı cumalar dostlarım! Bu güzel günün ülkemize ve insanlığa hayırlar getirmesini dileyerek sohbetime başlıyorum.
İnsani ilişkilerde yaptığımız hatalarımızdan biride iletişim bozukluğumuz. Bu hayatımızın her alanında göze çarpmakta ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Denir ki “İki insan birbirine öfkelendiği zaman ,kalpleri birbirinden uzaklaşır ve birbirlerinin kalplerine seslerini duyurmak için bağırmak zorunda kalırlar. Öfke ne kadar büyükse mesafeyi kapatmak için o kadar fazla bağırmaları gerekir.”
Ne kadar doğru bir tespit değil mi.?
Halbuki birinin hayatına, mutluluğuna, ruhuna ,eline, yüzüne, omuzuna özellikle yüreğine minicik samimi dokunuşlar bütün sorunları çözecek anahtarlar olacaktır. Empati dediğimiz şey de bu değil mi dir? Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmamak.
Diyen ne güzel söylemiş “ önce benim ayakkabılarımı giy ve aynı yolu yürü, beni öyle yargıla”. Gerçekten birini yargılarken o kişinin neler yaşadığını bilmeden konuşmak yapılan en büyük hatalarımızdan. Allah ın kutsal kitabımızda en çok bahsettiği gıybet ve kul hakkı uyarılarını inananlar olarak dikkate almalıyız . Ayet’el Kürsi nin “O asla uyumaz “ dediği Rabbimizi düşünerek kendimize çeki düzen vermeli ve çevremize, topluma olan sorumluluğumuza dikkat etmeliyiz.
Araştırmalar gösteriyor ki mutlu ve pozitif insanlarla olmak sizi de mutlu ve pozitif yapmakta ,bedeninizin tepkileri de buna ayak uydurmakta ve zorluk çekmemekte. Her zaman ilk adımı karşıdan beklememektir bu.
Sevgili dostlar hayat kısa, bu yüzden sevgi ve mutlulukla çevremize gülümsemeyi elden bırakmadan yaşamayı sürdürürsek eğer ne mutlu bize…
Nefret etmeden önce sevmeli, dua etmeden önce inanmalı ve ölmeden önce yaşamalıyız.
İyi ve mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileklerimle Allah a emanet olunuz…